Полный текст статьи
Печать

ÖZET

            Günümüz  dünyası,  çok  hızlı  bir  değişim  ve  dönüşümün  olduğu,  bilginin  üretilmesi,  kullanılması  ve  aktarılmasına  yönelik  her  alanda  (sosyal,  siyasal,  ekonomik  vb.)  değişmelerin  yaşandığı  bir  dönem  içerisindedir.  Bu  dönemin  özelliği,  sosyal  hayatımızdaki  genel  değişmelere  temel  olan  eğitim  alanında  da  birçok  değişmeleri  zorunlu  hale  getirmesidir.  Çünkü  bilgi  toplumuna  ulaşmadaki  süreçte  bilgi  tabanlı  değişim  hareketleri  bireylerin  eğitimden  beklentilerini  de  değiştirmiştir.  Bu  yönüyle,  bilgi  toplumu  ve  küreselleşme  sürecinde  değişen  değerler  ve  yeni  eğitim  paradigması  bu  çalışmanın  temel  konusunu  oluşturmaktadır.  

Anahtar  Kelimeler:  Eğitim,  Değer,  Paradigma,  Bilgi  Toplumu,  Küreselleşme.   

ABSTRACT

            Today's  world  is  in  a  period  that  there  is  a  rapid  change  in  the  production,  use  and  transfer  of  knowledge  in  social,  political  and  economic  areas.  The  primary  property  of  this  period  is  that  there  is  a  rapid  change  in  social  life.  Individuals  expectation  from  the  education  has  been  changing  with  the  change  in  the  information  societies.  Therefore,  the  primary  focus  of  this  study  is  the  changing  values  and  new  education  paradigm  in  the  information  society  and  globalizing  world.  

Key  words:  Education,  Value,  Paradigm,  Information  Society,  Globalization.    

Giriş

            Hızlı  bir  değişimin  ve  dönüşümün  yaşandığı  günümüzde  toplumlar,  sosyal,  siyasal,  kültürel,  ekonomik  vb.  yönlerden  çeşitli  gelişmelere  tanıklık  etmektedirler.  Şüphesiz,  bu  değişimden  ve  dönüşümden  en  çok  etkilenen  alanların  başında  eğitim  gelmektedir.  Genel  olarak  bireylerde  istenilen  yönde  davranış  değişikliği  meydana  getirme  süreci  olarak  tanımlanan  eğitim,  hangiboyutuyla  gerçekleştirilirse  gerçekleştirilsin  (formal  ya  da  informal),  insanlık  tarihi  ile  paralel  uzun  bir  geçmişe  sahiptir.  Dünden  bugüne  insanoğlu  fizyolojik  ihtiyaçlarının  yanında  çevresini  tanıma,  keşfetme,  anlama  gibi  gereksinimlerini  de  gidermeye  çalışmaktadır.  Bu  yönüyle,  bilginin  üretilmesi,  geliştirilmesi  ve  yarınlara  aktarılması  için  insanlar  yoğun  çaba  göstermişler  ve  hala  da  göstermektedirler.  Bilginin  karmaşıklığı,  onu  daha  fonksiyonel  hale  getirebilme  yaklaşımlarının  sonucu  olarak  çeşitli  bilim  dallarının  doğmasına  neden  olmuş;  eğitim  de  sosyal  bilimlerin  uygulamalı  bir  alanı  olarak  yerini  almıştır.  

Uygulamalı  bir  sosyal  bilim  dalı  olarak  eğitim,  bilginin  gerek  edinilmesi  ve  gerekse  yayılmasıyla  hemen  her  alanda  yapılması  gereken  değişme  ve  gelişmelerin  temel  aracıdır.  

Değer,  bir  sosyal  grubun  veya  toplumun  kendi  varlık,  birlik,  işleyiş  ve  devamını  sağlamak  ve  sürdürmek  için  üyelerinin  çoğunluğu  tarafından  doğru  ve  gerekli  oldukları  kabul  edilen;  onların  ortak  duygu,  düşünce,  amaç  ve  menfaatini  yansıtan  genelleştirilmiş  temel  ahlaki  ilke  veya  inançlara  denir  [2]. Kısacası  değer,  belirli  bir  durumu  bir  diğerine  tercih  etme  eğilimi  olarak  tanımlanmaktadır.  Değerler,  davranışlara  kaynaklık  eden  ve  onları  yargılamaya  yarayan  anlayışlardır.  Değerler  ayrıca,  bireylerin  neyi  önemli  gördüklerini  tanımlayarak  istekleri,  tercihleri,  arzu  edilen  ve  edilmeyen  durumları  gösterir.  [1].  Bunun  yanında  değerler,  taşıdıkları  manaya  göre  kendi  aralarında  sınırlanırlar.  Sıralanmış  bir  değerler  kümesi,  değer  önceliklerini  belirleyen  bir  sistem  oluşturur.  Kültürler  ve  bireyler  sergiledikleri  değer  öncelikleri  sistemleriyle  betimlenebilirler.  Buna  ilaveten,  değerlerin  değişime  açık  yapılar  olduklarını  belirtmek  gerekir.  Özellikle  de,  zaman  içinde  ortaya  çıkan  gereksinimleri  karşılamak  için  değer  önceliklerinde  değişiklikler  olabilir  [7,9].

Bu  bağlamda,  yukarıda  da  ifade  dildiği  gibi  eğitimi  toplumun  diğer  alanlarındaki  (sosyal,  siyasal,  ekonomik  vb.)  değişmelerden  ayrı  düşünmek  mümkün  değildir.  Bilgi  toplumunda  egemen  olan  “üretim  paradigması”  bilgi  tabanını  değiştirdiği  gibi  eğitimli  insanın  tanımını  ve  öğrenme-­‐öğretmeye  ilişkin  yaklaşımları  da  etkilemektedir.  

            Eğitimin  amacı  ve  okulların  işleyişini  yeniden  tanımlamanın  bir  zorunluluk  haline  gelmesinin  temelinde  toplumsal  yapıdaki  “inanç,  değer  ve  tekniklerin”  değişmesi  vardır.  Bu  değişmeler  yeni  paradigmalar  doğurmuştur.  Khun,  birbiriyle  yarışan  farklı  bilimsel  yaklaşımlara  “paradigma”  adını  vermiştir.  Bilimsel  Devrimlerin  Yapısı  adlı  eserinde  (1962)  Khun  paradigmayı  “belli  bir  topluluğun  üyeleri  tarafından  paylaşılan  inançların,  değerlerin,  tekniklerin  bütünü”  olarak  tanımlamaktadır [16].  

  Öğrenme  ve  Öğretmeye  Yönelik  Yeni  Paradigmalar  

            Bilim  yapma  geleneğindeki  paradigmatik  değişme  ve  buna  bağlı  olarak  bilginin  doğası  hakkındaki  yeni  değerler  öğrenme  ve  öğretme  süreçlerinde  değişmeler  meydana  getirmiştir.  Bu  alandaki  başlıca  değişme,  öğrenme  ve  öğretme  süreçlerindeki  ilgi  odağının  “öğrenme”  den  yana  kaymasıdır.  Öğrenme  ve  öğretme  hakkındaki  yeni  bilgiler  öğrenmenin  parmak  izi  kadar  kişiye  özgü  bir  olgu  olduğunu,  uygun  öğrenme  olanağı  sağlandığında  öğrenemeyecek  kişinin  olmadığını  ortaya  çıkarmıştır.  

            Eğitimde  ilgi  odağının  öğrenmeden  yana  kaymasında  toplumsal  yapıda  meydana  gelen  değişmeler  de  etkili  olmuştur.  Demokratikleşme  ve  insan  hakları  alanlarındaki  gelişmeler  öğrenmenin  de  demokratikleşmesine,  kişinin  ilgi,  yetenek  ve  tercihlerinde  odaklanmasına,  alternatif  eğitim  programları  ve  okul  çeşitliliğinin  artmasına  ve  öğrenmenin  bireyselleşmesine  yol  açmıştır.  

            Bu  değişmeler  öğretim  programlarının  içerik  ve  sunumunu  da  etkilemektedir.  Yeni  değerlerin  içerik  üzerindeki  etkileri  müfredata  köklü  değişiklikler  öngörmektedir.  Yeni  değerler  ders  sayı  ve  türünün  yeniden  belirlenmesini;  buna  paralel  olarak  da  içeriklerin  yeni  değerlere  göre  düzenlenmesini  zorunlu  kılmaktadır  [13,14].  Bu  yönüyle,  yeni  eğitim  paradigması  ve  buna  bağlı  olarak  bilginin  doğasındaki  değişim  ile  ilgili  gelişmeleri  şu  şekilde  ele  alabiliriz  [19,17].         

            Öğrenci  konunun  özünü  kavramalıdır:  Hangi  bilginin  öğretilmesi  gerektiği  konusunda  da  yoğun  eleştiriler  yükselmeye  başlamıştır.  Müfredatın  çok  geniş  kapsamlı  fakat  yüzeysel  bilgiler  yerine,  konuları  derinliğine  işleyecek  şekilde  düzenlenmesi  savunulmaktadır.  Yani  dersler,  konuları  ve  olayları  derinliğine  anlamayı  ve  eleştirel  düşünmeyi  esas  almalıdır.  Çünkü  bilgi  çok  fazladır,  hepsini  kazandırmak  mümkün  değildir [2].  

            Öğrenciler  sınıfın  duvarlarını  aşmalıdır:  Öğrencilerin  sadece  diploma  için  değil,  gerçek  hayatta  anlamlı  olması  için  derslerin  ve  içeriklerinin  hayat  ile  ilişkilendirilmesi  gerekmektedir.  Bunun  için  öğretmenin,  öğrettiği  konuların  hayattaki  izdüşümlerini  öğrenciye  göstermesi  gerekir.  Ders  konuları,  kitap  sayfaları  veya  sınıfın  duvarları  arasında  sıkışıp  kalmamalı,  öğrenilen  bilgiler  gerçek  hayat  ile  ilişkilendirilerek  öğrencinin  öğrendiği  şeylerin  değerini  görmesi  sağlanmalıdır.             

 Küreselleşme  

            Ulagay,  yeni  yüzyılın  başında  yayınladığı  küreselleşmeyle  ilgili  kitabında,  artık  yeniçağda  insanların  nereye  gideceklerini  kendilerinin  değil,  kendi  dışlarındaki  güçlerin  belirlediğine  dikkati  çekmektedir.  O'na  göre,  "bugün  küreselleşme  diye  tanımlanan  olgunun  ardında  bilgi  teknolojisindeki  büyük  sıçramanın  olduğu  ve  bunun  üretim  süreçlerini,  çalışma  koşullarını,  iş  organizasyonunu  ve  şirket  yapılarını  büyük  ölçüde  değiştirdiği"  gözlenmektedir [10].  

            Küreselleşme  kavramı,  üzerinde  ortak  bir  görüş  oluşturulamamasına  karşın,  başta  bilişim  ve  ekonomi  olmak  üzere  diğer  sosyal  alanlarda  da  derin  etkileri  görülen  ve  etkisi  olduğu  her  alanda  değişimi  simgeleyen  bir  kavramdır.  Yandaş  ya  da  karşıtları  tarafından  küreselleşmenin  farklı  tanımlamaları  yapılmıştır.  Bu  farklı  tanımlardan  yola  çıkarak  küreselleşme,  kısaca  dünya  çapındaki  ilişkilerin  yoğunlaşması  olarak  tanımlanabilir.  Küreselleşme,  her  alanda  mesafenin  daha  az  önemli  hale  gelerek,  siyasal,  ekonomik,  sosyal  ve  kültürel  alanlarda  dünyanın  daha  çok  bütünleşmesidir  [1, 12].   

Sonuç

                Bilgi  toplumu  sürecini  yaşadığımız  şu  günlerde,  her  alanda  olduğu  gibi  eğitim  alanında  da  değişim  ve  dönüşüme  dayalı  olarak  çeşitli  gelişmeler  olmaktadır.  Eğitimin  hedefi  ve  okulların  fonksiyonlarını  yeniden  tanımlamak  bir  zorunluluk  haline  gelmiştir.  Bunun  temelinde  de  toplumsal  yapıdaki  “inanç,  değer  ve  tekniklerin”  değişmesi  yatmaktadır.  Bu  değişmeler  yeni  paradigmalar  doğurmuştur.  

            Bilgi  toplumu;  yeni  temel  teknolojilerin  gelişimiyle  bilgi  sektörünün,  bilgi  üretiminin,  bilgi  sermayesinin  ve  nitelikli  insan  faktörünün  önem  kazandığı,  eğitimin  sürekliliğinin  ön  plana  çıktığı,  iletişim  teknolojileri,  bilgi  otoyolları,  elektronik  ticaret  gibi  yeni  gelişmeler  ile  toplumu  ekonomik,  sosyal,  kültürel  ve  siyasal  açıdan  sanayi  toplumunun  ötesine  taşıyan  bir  gelişme  aşamasıdır.  Dolayısıyla  bu  süreçte  eğitimin  yeni  tanımı;  “kişide  kendi  öğrenme  profili  hakkında  farkındalık  yaratılması  yoluyla,  daha  üst  zihinsel  yeteneklerini  ortaya  çıkarıp  geliştirmesi  ve  bu  arada  da  değişen  çevresel  koşullara  uyum  gösterebileceği  bilgi,  beceri  ve  davranışları  sürekli  olarak  güncelleyebilmesi  için  uygun  öğrenme  ortamlarının  yaratılması  süreci”  şeklinde  yapılabilir.  

KAYNAKLAR

  1. AKÇAY,  R.  Cengiz.  (2003),  “Küreselleşme,  Eğitimsel  Yoksunluk  ve  Yetişkin  Eğitimi”.  Milli  Eğitim  Dergisi,  sayı:  159,  Ankara.  
  2. ARSLAN,  M.  Metin  ve  ERASLAN,  Levent.  (2003),  “Yeni  Eğitim  Paradigması  ve  Türk  Eğitim  Sisteminde  Dönüşüm  Gerekliliği”  Milli  Eğitim  Dergisi,  sayı:  160,  Ankara.  
  3. BOZKURT,  Veysel.  (1996),  Enformasyon  Toplumu  ve  Türkiye,  Sistem  Yayıncılık.  İstanbul.  
  4. BOZKURT,  Veysel.  “Bilgi  Toplumu”nun  Getirdikleri  ve  Türkiye”.  www.  isguç.org/  htm  (E-­‐dergi).  BOZKURT,  Veysel.  (2000),  Küreselleşme:  Kavram,  Gelişim  ve  Yaklaşımlar,  Küreselleşmenin  İnsani  Yüzü,  Alfa  Kitabevi,  İstanbul. 
  5. BOZKURT,  Veysel.  “Küreselleşme:  Kavram,  Gelişim  ve  Yaklaşımlar”.  www.isguc.org/.htm  (E-­‐  dergi).  BULURMAN,  Banu.  “Enformasyon  Toplumu  ve  Eğitim”.  www.  isguç.org/  htm  (E-­‐  dergi).  
  6. AKTAN,  C.  Can.  ve  TUNÇ  Mehtap.  (1998),  “Bilgi  Toplumu  ve  Türkiye”,  Yeni  Türkiye  Dergisi,  1998.  s  118-­‐134.  
  7. ÇELIK,  Vehbi.  and  GÖMLEKSIZ,  Mehmet  Nuri.  (2000),  “A  Critical  Examination  of  Globalization  and  its  Effects  on  Education.”  Fırat  Üniversitesi  Sosyal  Bilimler  Dergisi,  Cilt:10,  Sayı:2.  
  8. ÇETİN,  Şaban.  (2004),  “Değişen  Değerler  ve  Eğitim”.  Milli  Eğitim Dergisi,  sayı:  161,  Ankara.  DALİN,  P.  and  RUST,  V.D.  (1996),  Towards  Schooling  for  the  Twenty-­‐first  Century,  Redwood  Books;Great  Britain.  
  9. Долгова В.И. Субъекты и объекты образования в проекции ценностных и смысложизненных ориентаций // В сборнике: SUBJECT AND OBJECT OF COGNITION IN A PROJECTION OF EDUCATIONAL TECHNIQUES AND PSYCHOLOGICAL CONCEPTS LXXXII International Research and Practice Conference and II stage of the Championship in Psychology and Educational sciences (London, June 05 - June 10, 2014). Chief editor - Pavlov V.V.. – London, 2014. – С. 62-65.
  10. Долгова В.И. Адаптирующее воздействие социума на профессиональное самооопределение его субъектов // В сборнике: FORMS OF SOCIAL COMMUNICATION IN THE DYNAMICS OF HUMAN SOCIETY DEVELOPMENTMaterials digest of the XXXVII International Research and Practice Conference and the III stage of the Championship in philological, historical and sociological sciences. (London, December 05 - December 10, 2012). Chief editor - Pavlov V. V.. – London, 2013. – С. 51-54.
  11. Долгова В.И. Simulation of the formation of emotional stability of personality // В сборнике: HEALTH AS A FACTOR OF QUALITY AND LIFETIME OF BIOLOGICAL SPECIES Materials digest of the XXXVIII International Research and Practice Conference and the III stage of the Championship in medicine, pharmaceutics and veterinary sciences. (London, December 05 - December 10, 2012). Chief editor - Pavlov V. V.. – London, 2013. – С. 67-70.
  12. Долгова В.И. Из опыта организации психологической службы педагогического вуза // В сборнике: PROBLEMS OF MODERN PEDAGOGICS IN THE CONTEXT OF INTERNATIONAL EDUCATIONAL STANDARDS DEVELOPMENT Materials digest of the XL International Research and Practice Conference and I stage of the Championship in Pedagogical sciences. (London, January 31- February 05, 2013). Chief editor - Pavlov V. V.. – London, 2013. – С. 79-81.